‘Ekmek Teknesi’nin ‘Sonnur’u Arzu Oş: 1000 kişi arasından seçildim

Fırıncı Nusret Baba, eşi Ayhan Hanım ve birbirinden sevimli kızlarıyla sıcak bir aile portresi çizen 'Ekmek Teknesi', orta sınıf kendi halinde bir mahallenin yaşamını, sevinçleri ve hüzünleriyle hayata tutunma çabalarını anlatıyordu.

2002 - 2005 arasında yayınlanan dizi, Heredot Cevdet’i, Nalbur Ruhi’si, kıl kasabı, Kirli'si ve Cengiz’i ile İstanbul’un güzide semtlerinden Kuzguncuk'u kendisini mekân edinmiş, birbirinden naif öyküleri mizahla harmanlamıştı.

Dizi, o dönem pek çok genç oyuncunun şöhret basamaklarının çıkmasında önemli rol oynadı. O isimlerden biri de 'Sonnur' karakterine hayat veren Arzu Oş'tu. Uzun süredir ekranlardan uzak oyuncuyla hem nostalji yolculuğu yaptık, hem de bugünleri konuştuk.

'ANNEM BÜYÜDÜKÇE YETENEKLERİMİ FARKETTİ'

Arzu Oş, oyunculuk serüveni ve mesleği hakkında şunları söyledi: Benim oyunculuk serüvenim aslında çok genç yaşlarda başladı. Çocukluğumda dans grubu kurup evdekilere şovlar hazırlar, taklitler yapardım. Yazlık kültürü vardı, yazları şarkı ya da dans yarışması olurdu. Onlara katılır birinci bile olurdum. Babamın müzisyen olması ayrı bir şanstı benim için. Küçük yaşta orkestrayla birlikte şarkı söyletirlerdi.

Büyüdükçe bu yeteneklerimi farkeden annem ve yengem beni halk eğitimin açtığı tiyatro kursuna yazdırdı. Sonra Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nü kazandım. Ben oyuncuların çok farklı bir algısı olduğunu bir 'tür' olduklarını düşünüyorum.

Tiyatro, hepimizi çocukluk döneminde kapsayan besleyen iyileştiren bir şeydi. Yani oyunculuk, benim için meslekten öte, kendimi, başkalarını ve hayatı algılamının keşfetmenin çok soylu ve sağlıklı bir yolu.

Oyuncunun, 'Ekmek Teknesi'nin kadrosunda yer almasında, 'Maruf' filmindeki performansı etkili olmuş. Arzu Oş, bu film sonrasında Altın Portakal'da 'Umut Vaat Eden Genç Oyuncu' ödülüne lâyık görülmüştü.

"BU ROL BENİMMİŞ"

'Ekmek Teknesi'nin kendisi için 'her şeyin başladığı an' olarak yorumlayan Arzu Oş, sözlerine şöyle devam etti: O dönem ‘Maruf’ adlı bir sinema filminde rol almıştım ve açıkçası o iş beni başka yerlere götürecek bir kapı oldu. Bir gün öğrendim ki Osman Sınav, o filmle ilgili yaptığım bir röportajı izlemiş ve enerjimi fark etmiş. Bana ulaşmaya çalışıyormuş. Tam o sırada bir arkadaşım da dizinin senaristlerine beni önermiş. Hiç audition bile vermeden, 1000 kişi arasından oy birliğiyle beni seçmişler. O an şunu düşündüm: 'Demek ki bu rol benimmiş.'

'O dizideki karakterimle sahnede büyüdüm' desem yeridir. Her şey çok hızlı gelişti ama içimden bir ses hep doğru yerde olduğumu söylüyordu. Zaten oyunculuk bazen böyle... Kendinizi bir karakterde buluverirsiniz ve her şey yerli yerine oturur. Bence ‘Ekmek Teknesi’ de tam böyle bir deneyimdi benim için. İnsanlar hâlâ yaptığımız işi hatırlıyorlar bu çok şanslı bir durum.

43 yaşındaki Arzu Oş, 'Ekmek Teknesi'nin insanların gönüllerinde yer edinmesiyle ilgili; "Proje gerçekten çok iyi yazılıyordu, yapımcı, yönetmen, senarist ve oyuncu kadrosu hatta kanalı, günü, saati yani çok doğru bir araya gelmişti. 'Ekmek Teknesi', hikâyeyi, yaşadığımız dönemi ve toplumu çok iyi okuyabilen bir senaryo grubu tarafından yazılıyordu. O dönemde yaşadığımız hayat, dizi kadar naif ve tatlıydı aslında. Sokaklar daha samimiydi, mahalle kültürü hâlâ canlıydı. İzleyicilerin bu kadar sevmesinin ve hâlâ unutulmamasınn nedeni buydu bence" dedi.

ARZU OŞ: 'EKMEK TEKNESİ' UNUTULMADI

Ünlü oyuncu; "Bugün baktığımızda, o mahalle kültürünün neredeyse tamamen eridiğini görüyoruz. Şehirler büyüdü, ilişkiler hızlandı, insanlar birbirinden uzaklaştı. Ancak üzerinden yıllar geçmesine rağmen dizinin tekrarları bugün bile izleniyor. 'Ekmek Teknesi' sevgisinin hâlâ canlı olduğunu görebiliyorum, sokakta onlarca insanla kucaklaşıyorum. İnsanlar o sıcaklığı hatırlıyor ve özlem duyuyor. İzleyici, bu kadar yoğun bir sevgi ve bağlılık hissi veren projeleri kolay kolay unutmuyor" ifadelerini kullandı.

Arzu Oş, rolüyle ilgili de açıklamalarda bulundu. Aslında senaristlerin kendisine Melike Güner'in canlandırdığı 'Sonay' rolünü verdiğini ancak Osman Sınav'ın isteği doğrultusunda rölünün değiştiğini belirtti: Aslında senaristler bana, evin en entelektüel, çok kitap okuyan karakterini vermek istiyordu. Çünkü sanılanın aksine, utangaç bir yapım vardır. İlk tanışmamızda senaristlerle sohbet ettik, beni daha yakından tanıdılar. O görüşmenin sonunda Osman Sınav odaya girdi ve senaristlere 'hangi rol?' diye sordu. Onlar da ‘Sonay’ dediler. Osman Sınav da, 'Olurmu onun enerjisi çok yüksek. O evin en küçüğü Sonnur’u oynayacak' dedi. Doğru zamanda doğru insanlarla bir araya gelmek büyük bir şanstı. O karakterle hâlâ hatırlanıyor olmak ise her oyuncunun isteyebileceği bir şey.

Arzu Oş'u son olarak 2020'de televizyonda gördük. Ondan önce de uzun yıllar ekranlara ara verdi. Oyuncu, "Ekranlardan neden uzaklaştınız?" sorusunu da yanıtladı.

Arzu Oş; "Bu tamamen kişisel bir seçimdi. Bir dönemi kendimi geliştirmeye ayırmak istedim. Yurt dışında oyunculuk eğitimi almak, yüksek lisansımı tamamlamak ve yeni projelere odaklanmak için bu ara benim için çok değerliydi. Ekranlardan uzak kaldım ama oyunculuktan asla uzak kalmadım. Tiyatroya başladığım ilk yıllarda bana prova canavarı derlerdi. Çünkü ben tam bir sahne canavarıyım!" cevabını verdi.

Dizide; Savaş Dinçel ile baba - kızı oynayan Arzu Oş, 2007'de vefat eden Dinçel hakkında, "Şahane bir oyuncu, çok renkli bir oyun arkadaşıydı. Savaş Dinçel ile çok güzel bir baba - kız ilişkimiz vardı. Sete gidince, "Benimki geldi” derdi. Dizine yatırır, kafamı okşardı. Akıl verir, güldürür, sakinleştirirdi. Dolayısıyla onunla oynamak çok konforluydu. Birbirimizi çok severdik. Hâlâ onu erken kaybetmemiz içimi sızlatır. Savaş Dinçel ve Sermin Hürmeriç, 'Ekmek Teknesi'nde o kadar mutlu bir çalışma sürecinin yaşanmasının ana nedenleridir" diye konuştu.

TİYATROYA DEVAM EDİYOR

Yaşamını İstanbul'da sürdüren Arzu Oş, "Şu sıralar iki tiyatro projesinin içindeyim. Yakında ayrıntıları duyacaksınız. Şimdilik biraz sürpriz olsun. Bir müzikalde yer almak, bir çocuk filminde oynamak ya da 'art house' bir projede yer almak istiyorum. Bunun dışında da herkes gibi bir 'roller coaster' macerasındayım; hayatın içindeyim yani. İnişler, çıkışlar, heyecanlar..." şeklinde sözlerini noktaladı.



Haber Kaynak : HABERTURK.COM

"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."